Sitenin ismi bloganus “blog tanrısı” olarak da yorumlanabilir (bulduğumda bu düşünce beni heyecanlandırmıştı) ya da blog-anüs şeklinde de yorumlanabilir. İkincisi büyük ihtimalle bilinçdışımdan gelen gerçek anlam olsa da, onu düşünmemeyi tercih ediyorum. Eğer onu düşünürsek o da uygun aslında, “kaynak götüm” felsefesini benimsemiş bir blog olduğumuzu söyleyebiliriz. (biz mi bloguz, burası mı blog, ben mi bloğum, her şey sanal mı, ceci n’est pas une blog)
Fakat sitenin adı şuradan geliyor: Bir gün uyumak üzereyken bilinçdışımdan çıkıp geldi, açacağım sitenin adı bu olsun dedim. Evet cidden. Birkaç haftadır “blog-film” “film bilmemne” “blog bilmemne” falan gibi isimler düşürken birden aklımda belirdi, akılda kalıcı ve ilginç bir “tek kelime” gibi geldi. Yani iki kelimenin birleşimi olarak düşünmüyorum, tek kelime “bloganus”.
Ha neye isim bulmak istiyordun derseniz, Salvador Dali’nin “Paranoyak Eleştirel Yöntem”ini kullanarak film ya da film olmayan her şeyi eleştirebileceğim(birkaç arkadaşımın da yazılarıyla destek vereceği) bir blog. Bu yöntem, Sürrealizmin de temel aldığı “irrasyonalite” kavramı üzerine kurulmuş bir yöntem. Beynimiz, olmayan bağlantılar bulup paranoyakça iddialarda bulunacak. Filmde-fotoğrafta vs hiç olmayan anlamlar bulacağız. Bu beni şu yüzden heyecanlandırıyor aslında, hem eğlenceli, çok eğlenceli (umarım okuması da sizin için öyledir), hem over-reading yapan akademiklerle ve “festival izleyicisiyle” dalga geçme potansiyeli barındırıyor. Mesela modern sanat çok severim, ama bir kısmının da saçmalık olduğunu düşünüyorum. Bu site ve içeriği benim “Dogme 95’im” aslında, sanırım.
Bir de ikilem (2lem dedim cool dursun diye ama cool mu oldu apaçi mi oldu emin değilim) bölümü var. Orada da olaylara her açıdan bakıp aslında düşündüğümüzün tam tersinin de doğru olabileceğini kanıtlamaya çalışıyoruz ve kararsız kalıyoruz. Lisede felsefe dersinde duyup çok sevdiğim “epokhe” sözcüğünü de kullanmaya çalışacağım(z). Karar veremeyince öyle dermiş Antik Yunan fritözleri, pardon filozofları. Bence çok güzel bölüm çünkü benim hayatım böyle. Her şeyin tersi de aslında “kendi açısından bakınca” çok mantıklı geliyor. Net bir karar vermek zor.
Aynı zamanda Bloganus Modern bölümünde sizden gelen modern sanat eserlerini yayınlayıp yorumlar yapacağız, Düş Yorumları bölümünde rüyalarınızı öyle fazla okuyacağız ki şaşıracaksınız. Birden çoğul konuşmaya başladığıma bakmayın, şu an sadece ben varım 🙂
Sitenin konsepti/kuralları var mı bilmiyorum ama olsa şöyle bir şey olurdu:
- Konseptlere inanmıyorum. (Dadaizme selam olsun)
- Sitede Dali’nin Paranoyak Eleştirel Yöntem’ine benzer bir anlatımla filmlere-kitaplara ya da her neyse, herhangi bir şeye hiç düşünmediğiniz bir açıdan bakabilirim(z).
- Tersliği severim. Aslında doğru olduğunu düşündüğümüz şeylerin tam tersinin de doğru olabileceğiyle ilgili bişeyler yazıktırabilirim(çiziktirebilirim oluyor da yazıktırabilirim neden olmuyor? Hıh)
- Dildeki rahatlığı sezmişsinizdir. İmla kurallarına uymayı sevsem de cümle yapısı olarak kural tanımam. Parantez için parantez açmayı çok severim. Konulara bir yerden başlayıp bambaşka bir yerde bitirmekten pek haz alırım.
- Daha da ne yazayım ki.
- hmmm
Ha Dali’nin yöntemini kullanıyorum fakat kendisini pek sevmem aslında, koyu Rene Magritte’çiyimdir. Hatta Breton’u bile Magritte’i önemsediğim kadar önemsemem. Öyle işte.
Kalın sağlıcakla.
Bloganus*
(*siteyle aynı nickname ile mi yazsam, ayrı kendi nick’im mi olsa çok düşündüm. Sonunda, bütün konsepti tasarlayan ve siteyi kuran kişi olarak bloganus nickini kendim yazarken kullanmaya karar verdim.
alter egom olarak TheMask(steam’de ekleyin), ReneMagritte(GtaV’te ekleyin;), rodriguez2(bilimum forum)gibi kullanıcı adları da kullanmaktayım.)
Para – Hit vs?
Para kazanmak gibi bir niyetim yok. Reklam almayı da düşünmüyorum. Bir gün site, hosting masraflarını karşılayamayacağım kadar büyürse belki o zaman bir şeyler düşünülebilir.
Hit kazanmak için “Sürrealizm’in 10 popişi” gibi konular açmayacağım(z). Zaten aklımda olan, bana ilginç gelen, konuşmak-anlatmak istediğim şeyleri yazacağım, ki bunların bir kısmı zaten garip-spekülatif-irrasyonel olacağından bir kısım insanın bunları seveceğini umuyorum. O bir kısım bana yeter. Herkesin okuyacağı bir blog yerine 100 kişinin okuduğu ama benzer kafada insanların buluştuğu bir yer olsak, arada buluşup iki muhabbet etsek çok mu?